Çeşmenin sağ tarafında bulunan hazne üzerindeki 1660 tarihli kitabeye bakarak bu çeşmenin 4. Mehmet çeşmesi olduğu söylenebilir.

Mir’at-ı İstanbul’da ilk banisinin Fatih Sultan Mehmet olduğu ifade edildiğinden sonraki kaynaklarda bu isimle anılır olmuştur. Kazasker Mehmet Hafid Efendi Mehah-ı Miyah’ında 1727 tarihlerinde çeşmenin metruk olduğunu, haznesinin mağaraya benzediğini kaydeder. Çeşmenin ayna taşındaki 2. Mahmut’a ait tamir kitabesi, yeniden ihyasını gösterir. Ancak İbrahim Tanışık, İstanbul Çeşmeleri adlı eserinde bu ayna taşını “2. Mahmut Çeşmesi”, haznenin sağında bulunan kitabeyi de “Fatih Sultan Mehmet Çeşmesi” olarak kaydetmiştir.
Çeşmenin hemen sağında Meryem Kadın Çeşmesi yer alır.

Sağ taraftaki hazne üzerinde bulunan 4. Mehmet devrine ait kitabe;

Hazret-i Sultân-ı Gâzi Cem-şüküh
Hân-ı Mehmed Fatih ü kişver-güşâ

Padişah-ı kal’a-gîr ve saff-şiken
Hüsrev-i Rüstem nekr-i şîr-i vegâ

Gonce-i tab’ın görünce gül gibi
Açdı devletle bu câ-yı dil-guşâ

Oldu câr-i emr-i âlî kıldılar
Bir müferrih havz ve çeşme binâ

Havz-ı Kevser çeşme-i âb-ı hayât
Gayret-i cûy-ı İrem ayn-ı şifâ

Şehriyâre nûş-ı cân olsun müdâm
Hıfz ide zâtın Cenâb-ı Kibriyâ

Ola câri tâ kıyamet âb-veş
Sû be sû emri bi-Hakk-ı enbiyâ

Da’ima zıll-i humâ-yı devleti
Eylesin dehri serâser pür-ziyâ

Nâlî’den tarihini sordum dedi
Çeşme-i aynü’l-hayât-ı canfezâ

H.1071 (M.1660)

Çeşmeni ayna taşındaki 2. Mahmut dönemine ait tamir kitabesi;

Kulzüm-i rüşd ü fetânet dâver-i deryâ-nevâl menbaʻ-ı cûy-i ʻinâyet Hazret-i Mahmûd Hân
Âb-ı rûy-i tâcidârân-ı selâtîn-i ʻizâm nûr-i çeşm vü rûh-i ʻâlem zıll-i Rabbü’l-müsteʻân
Gayret-i şâhânesiyle kıldı tanzîm-i umûr devlete verdi nizâmıyla hayât-ı câvidân
Her harâbezârı cûd-i şefkati maʻmûr eder her dil-i mahzûnu eyler iltifâtı kâmurân
Teşnegân-ı kandırır âb-ı zülâl-i lütfuna akıdıp sular gibi ihsânın ol şâh-ı cihân
İşte ez-cümle harâb olmuş görüp bu çeşmeyi eyledi tecdîdine fermân ʻinâyetle hemân
Ettirip mecrâsını tathîr suyun buldurup yapdı bu nev çeşme-sârı ol şehinşâh-ı zemân
Gıll ü gışşdan eyleyip tathîr dehri ser-te-ser nusret ü tevfîk-i Hakk olsun refîk ü hem-ʻân
Hükm ü fermânı ola cârî cihâna sû-be-sû eyledikçe hükmün icrâ mihr ü mâh-ı âsumân
Beş vakit nâs eyler icrâ bu duʻâ-yı elzemi tâ-be-mahşer ede Hakk fark-ı enâme sâyebân
Bendesi Râsih dedi tecdîdine târih-i tâm eyledi icrâ bu ʻayn-ı zemzemi Mahmûd Hân 1251 (M.1835)
El-fakîr Yesârîzâde Mustafa ʻİzzet gufira lehümâ

Kaynaklar: Mehmet Nermi Haskan, Yüzyıllar Boyunca Üsküdar; İbrahim Tanışık İstanbul Camileri II; İstanbul Tarihi Çeşmeler Külliyatı

✶ Medya